mbabarani

Trafik kazalarının ve bu kazalar sonucu oluşan maddi kayıpların, ölümlerin, sakatlanmalarının birçok sebebi var. (Bu hadiselerde devlet / kamu mallarının da zarar görmesi cabası.) Bu sebeplerin en önemlilerinden biri de ehliyetsiz araç kullanımı. Ehliyetsiz araç kullanımının en büyük sebebi ise kurs-ehliyet masraflarının anlamsız bir şekilde aşırı pahalı olması.Yani başka bir açıdan bakarsak trafik kazalarının suçlularından biri de buna engel olmayan devlet.

Öğretmenler dahil kimsenin işini düzgün yapmadığı bir memlekette talebelerden her şeyi doğru yapmalarını beklemek nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Duygu sömürüsü ile para kazananlar deyince insanın aklına hemen dilenciler falan gelse de reklam dünyasına biraz dikkatli bakarsak asıl duygu sömürüsünü internet ve GSM şirketlerinin, şekerleme ürünlerinin, dershanelerin, çocuk ürünü markalarının ve banka gibi kuruluşların yaptığını hatta bununla da kalmayıp halkı yanlış yönlendirdiklerini çok rahat fark edebiliriz. Yani duygu sömürüsü olmasa reklam dahi yapamayacaklar.

Ne dengesiz bir halk olduk. Saçma sapan adamları meşhur ediyoruz. Sosyal Medyada Dakka başı "gebeş kaplumbağa" lafını duymaktan gına geldi. Yeter artık, bıkmadınız mı? Bu nasıl bir seviyedir?

4 Ocak 1861, İstanbul doğumlu Sultan Vahdettin / Vahidettin Han 700 senelik Osmanlı Hanedanı 'nın Mahmudî kolundan gelen 36. Osmanlı Padişahı ve İslam Halifesidir. Sultan 2. Abdülhamid Han'ın küçük biraderi ve 2.Mahmud'un oğludur. İktisat işleri konusunda kendisini geliştirmiştir. Avrupa'yı gezip görmüş bir sultandır. Kitap okumayı seven, ilimperver bir adamdır. Fıkıh / İslam hukuku konusunda uzmandır. Sultan Mehmet Reşad zamanında Talat ve Enver paşaların girişimleriyle dahil olduğumuz 1. Cihan harbi'nin bitmesine üç ay kala tahtta geçmiş bir pir-i fani olmasına rağmen savaş sonrası Avrupa'ya kaçan İttihat Terakki üyeleri ve Anadolu Hükümetince harbin suçlusu ilan edilmiştir. Savaş sonrası Anadolu Hükümetince Avrupa'ya sürülmüş ve orada sefalet içinde yaşamak zorunda kalmıştır. 16 Mayıs 1926'da Öldüğünde borçlu olduğu için tabutuna haciz gelmiş ve ancak çocukları tarafından borcun ödenmesi ile cenaze işlemleri yapılabilmiştir. En azından kabrinin memleketinde olması için zamanın hükümetine başvurulmuş lakin izin verilmemiştir. Bu sebeple Suriye'deki Osmanlı eseri Selimiye Camii bahçesine gömülmüştür. Kabri Türkiye 'de olmayan tek Osmanlı Sultanıdır. Kabri Suriye savaşı sırasında daeş ve PYD militanlarınca zarar görmüştür. Kızı Sabiha Sultan, Son halife 2. Abdülmecid Efendi'nin oğlu Ömer Efendi ile evlenmiştir. Bu kızından olan torunlarından ikisi Hindistan Racaları ile evlendirilerek Hindistan Prensesi biri de Mısır Hidivi'nin oğlu ile evelenerek mısır Prensesi olmuştur.

İslamiyet Öncesi Türk Destanları;
1. Yaratılış Destanı

2. Saka Destanları
a. Alp Er Tunga Destanı ( İ.Ö. 7. yy)
b. Şu Destanı ( İ.Ö. 4. yy)

3. Hun-Oğuz Destanları
a. Oğuz Kağan Destanı ( İ.Ö. 4. yy)
b. Attila Destanı

4. Göktürk Destanları
a. Bozkurt Destanı ( İ.Ö. 2. yy)
b. Ergenekon Destanı (7-8. yy)

5. Siyenpi Destanı

6. Uygur Destanları
a. Türeyiş Destanı (8-9. yy)
b. Göç Destanı (8-9. yy)
...
İslamiyet Sonrası Türk Destanları;
1. Kazak – Kırgız: Manas Destanı

2. Türk – Moğol: Cengiz Han Destanı

3. Tatar – Kırım: Timur ve Edige Destanları

4. Karahanlı Dönemi: Saltuk Buğra Han Destanı

5. Selçuklu – Beylikler ve Osmanlı Dönemleri
a. Seyid Battal Gazi Destanı
b. Danişmend Gazi Destanı
c. Köroğlu Destanı

Muallekat-ı Seb'a İslamiyet öncesiden bugüne kalmış yedi meşhur Arap şiirine / şairine verilen isimdir. Bu şiirler için Muallekat-ı Seba dışında es-Seb'u't-Tıvâl (yedi uzun kaside), es-Sümût (dizili inciler), el-Müzehhebât (yaldızlı şiirler), es-Seb'iyyât (yediler) gibi adlandırmalar da kullanılmaktadır. Daha yeni eserlerde ise Mukalledât ve Müsemmetât isimleri de kullanılmaktadır. Denilebilir ki bu şiirler İslamiyet öncesi Arap Edebiyatının en önemli eserleridir.
...
Muallakat-ı Seb'a Şairleri;

1) İmru'u'l-Kays
2) Lebid b. Rebîa
3) Tarafe b. el-'Abd
4) Zuheyr b. Ebî Sulmâ
5) Antere bin Şeddad
6) Amr b. Külsûm
7) el-Hâris b. Hillize

Radyo Mısra bünyesinde mevsimlik olarak yayınlanan 8 sayfalık şiir mecmuasıdır. "Elbet birgün şiir Kazanacak" sloganıyla çıkan bu yayın Muhammet Baran ASLAN ve Enes Gürbüz tarafından hazırlanmaktadır. İlk sayısı (Bahar) 2023'de çıkmıştır. Mecmuanın gayesi diğer birçok dergide, gazetede, yayınevinde bir köşeye itilen şiire ve şaire gereken saygının gösterilmesi için çalışmalar yapmaktır.

Anadolu eğitim, kültür ve bilim vakfı'nın gençlik kolları tarafından matbu olarak çıkartılan Ankara merkezli Bilim, sanat ve edebiyat dergisidir.
Şu ana kadar birisi Aliya İzzetbegoviç özel sayısı olmak üzere çeşitli konuları irdeleyen 20 sayısı çıkmıştır.

"Kalbe İnen Kurşun" , "Zalimin Pençesi" ve "Çoğreşi" kitaplarının yazarıdır. Bazı eserleri dünya fanzin ve uzun metraj dergisi'inde yayınlanmıştır. Kudüs TV, Rehber TV ve Mesaj Fm'de program sunuculuğu yapmıştır.

Tesadüf yoktur, tevafuk vardır.

5 Kasım 2001, konya / bozkır doğumlu fenomen, youtuber. Çeşitli sosyal medya platformlarında vloglar ve içerikler hazırlayan Mehmet Akif Orhan aynı zamanda amatör olarak fotoğrafçılık ve müzisyenlik de yapmaktadır. KGRT 'de çalışmakta ve Karamanoğlu MehmetBey Üniversitesi'nde Yeni Medya bölümünde okumaktadır. "Mehmet Akif Orhan" ve "makomen Akif" adlı YouTube kanallarında birbirinden eğlenceli videolar paylaşmaktadır.

Ankara il Milli Eğitim Şube Müdürü olan Fuat Oskay'ın Klaros Yayınlarından çıkmış 134 sayfalık deneme kitabının ismidir.

1982 Van doğumlu eğitimci, yazar. Atatürk Üniversitesi mezunu Fuat Oskay çeşitli eğitim kurumlarında vazifeler almıştır. Şuan Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapmaktadır. Ayrıca "Kapattım Çatlağını Kalbimin" adlı deneme kitabının yazarıdır.

Karamanlı ilahi sanatçısı ve hoca. "Ali Kırış" ve "Cennet Kuşlarım TV" isimli youtube kanallarında birbirinden güzel içerikler paylaşmaktadır. Binlerce abonesi bulunan sanatçı Kazım Karabekir ilçesinde yaşamaktadır.

1) Farsça kökenli olan ve Osmanlı Türkçesinde de çokça kullanılan aşikâr, besbelli / apaçık olan manasına gelmektedir.

2) Şanlıurfalı yazar Erkam Yıldırım 'ın Gülnar Yayınlarından çıkan 2023 - Ankara basımlı doksan sayfalık deneme kitabının ismidir. Ön sözünü Muhammet Baran ASLAN 'ın kaleme aldığı eser Erkam Yıldırım 'ın 2. kitabıdır ve bu eseri kızına ithaf etmiştir.

(bkz: 2023 Genel Seçimleri)

Sonuçlara göre Cumhur İttifakı büyük bir çoğunlukla kazandı. HDP (ysp) ve İyi parti oy oranlarını arttıramadı. Hatta bazı bölgelerde bazı küçük düşüşler yaşandı. Yeni kurulan yeniden Refah Partisi yirmi senedir Saadet Partisi'nin alabildiğinden fazla oy aldı. Cumhurbaşkanı seçimleri ikinci tura kaldı. Tek iddiası ırkçılık ve yabancı karşıtlığı olan Zafer Partisi milletvekili çıkaramadı. Solcu kaynaklara göre Demokrat Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi istenen düzeyde oy alamadı. Ve bu dört partinin liderleri ortalıkta çok görünmemeye çalıştı. Birçok CHP'li partilerinin yeni kurulmuş Gelecek ve Deva partilerinin kendilerine hiçbir fayda sağlamadığını hatta milletvekili sayılarını düşürdükleri için zararlarının dokunduğunu iddia etti. Saadet Partisi sadece kendi kanallarında konuşuldu, diğer kanallarda umursanmadı. Muharrem İnce kaset kumpasıyla haksız bir şekilde saf dışı bırakıldı lakin Memleket partisinin de kendisini dev aynasında gördüğü anlaşıldı. (İttifaklara katılmayan) Sağcı, muhafazakar yahut merkez küçük partiler sırf Erdoğan karşıtı olmaları sebebiyle Cumhur İttifakında yer almadıkları için adeta sandığa gömüldüler. Tip'in en meşhur isimleri meclise giremedi. Zekeriya Yapıcıoğlu ve Fatih Erbakan Meclise girdi. Ata ittifakının namzeti Sinan Oğan %5,5 (Beş buçuk) Bandında bir oy toplayabildi. Ata İttifakının ortağı Adalet Partisi neredeyse hiç oy alamadı. Kıyasıya rekabetle geçen garip bir seçim oldu.

Birçok parti denemesi darbeciler veya CHP sebebiyle kapatılan merhum Necmettin Erbakan hocamızın kurduğu lakin bugün Erbakan'ın çizgisinden ayrılmaya başlamış, siyasi hayatı boyunca tenkit ettiği HDP VE CHP ile aynı masaya oturmuş, hırsları ve kinleri sebebiyle kendi tarihine ve ilkelerine hakaret edercesine acziyet haline düşmüş Erbakan hocanın oğlu Fatih Erbakan'ın bile tenkit ederek ayrıldığı, artık seçimlerde %1 oranında oyu bile zor alan, kendi seçmenini dahi verdiği yanlış kararlarla üzen ve başında düne kadar solcu kesimin madımak hadiselerinin mesulü olduğunu söyledikleri ve dahi kendi memleketinde gerçekleştirdiği mitingde bile yuhalanan yaşlı bir siyasetçi olan Temel Karamollaoğlu 'nun bulunduğu İran sempazitanı bir siyasi parti.

Babamın, dedemin ve onun da babasının köyü Tatayn... Aslında bizimkiler göçmenmiş. Doğu Anadolu Bölgesinden çok eski zamanlarda gelip buraya yerleşmişler. Ben -Annem Şanlıurfa merkezli olduğu için- şehirde doğdum, büyüdüm ama gönlümün bir köşesinde hep bu Fırat Nehri'ne açılan yemyeşil köyün sevgisi kaldı. Tatayn'ın manası ve kökeni bugün köy halkı tarafından tam olarak bilinmese de "ayn" Arapça'da göz demek. Köyün yakınlarında da "Pınarbaşı" denilen bir su kaynağı var. İsmini suyun gözü olan bu yerden aldığını düşünmekteyim. Sonradan Türkçeleştirme sevdasıyla verilen resmi ismi "Bulaklı" nın ise nereden, nasıl uydurulduğunu yahut kimin uydurduğunu hiçbirimiz tam olarak bilmiyoruz. Halkının tamamı Müslüman ve Kürt olan Tatayn; Hanefi mezhebine uyar, Kürtçe konuşur. Bayramlar, kandiller, düğünler, ramazanlar, cenazeler, asker uğurlamaları/karşılamaları ve cuma namazları köylülerin bir araya geldikleri vakitlerdir. Sırtını dağlara vermiş olan köyün onunda sonu Fırat Nehrine uzanan büyük bir vadi vardır. Kuzeyinde Halfeti, Güneyinde Birecik, Doğusunda Şanlıurfa, Batısında Gaziantep bulunmaktadır. Konumu ilçe merkezine ve Birecik Barajına çok da uzak sayılmaz. Dağlar kamilen Antep Fıstığı tarlalarıyken çeşitli ailelere bölünmüş bahçelik ve bostanlık olarak kullanılan vadide azıyla, çoğuyla köyün kendisine yetecek kadar zeytin, nar, elma, ceviz, badem, domates, biber, patlıcan, yeşillik gibi ürünler yetiştirmektedir. Köyde büyük baş hayvancılık olmamakla beraber küçük baş hayvanlardan keçi yaygındır. Eskiden at ve eşek yaygınlen bugün yok denecek kadar az kalmıştır. Kaz ve ördek çok görülmekle birlikte her evde tavuk bulunur. Bir de hobi olarak bazıları güvercin yetiştiriciliği yapmaktadır. Yörede arıcılık, ormancılık ve madencilik neredeyse yoktur. Buna mukabil çiftçilik, avcılık ve balıkçılık yaygındır. Hatta avcılıcık ve balıkçılık o kadar çok ve biliçsizce yapılmaktadır ki hayvan popülasyonu oldukça azalmıştır. Eskiden bir sürü tavşanın ve keklik sürülerinin gezdiği köyde bugün neredeyse sadece kedi, köpek kalmıştır. En çok Fıstık üretilen köyde arpa, mısır, buğday ekildiği de görülür. Dağlarında adlarını bile doğru düzgün bilmediğimiz yerel halkın saçma sapan lakaplar taktığı birçok şifalı ot türü vardı. Dereleri ve çayları ile ünlü olan köy (kimi zaman) hafta sonları pikniğe gelenlerle dolup taşmaktadır. Havası ve suyu temiz, etrafı yemyeşil, ilaçsız yetiştirilen meyveleri lezizdir.Bu sebeple bir iki çay bahçesi girişimi de bulunmaktadır. Kırmızı, sarı ve kahverengi, verimli ve verimsiz toprak türleri görülmektedir. Köyde çoğunlukla Aslan, Yaşar, Öztürk ve Yılmaz sülaleri yaşamaktır. Genelde çevre köyler, Ayran Kasabası, Gaziantep, Halfeti ve Birecik halkları ile evlilikler yapılmaktadır. Köyün nüfusunun çoğu köy dışında yaşamakta ve geliş, gidiş yapmaktadır. Köyde herkesin mutlaka bir akrabası Almanya'da yaşamakta ve yazları köye ziyarete gelmektedir. Köyde en çok cenazeler ve düğünler önemsenmektedir. Zira kendine has müzikleri, yemekleri, kıyafetleri ve edebiyatı pek de olmayan köyün bir tek düğün ve cenaze konusunda kendilerine has adetleri bulunmakta yahut yaşatılmaktadır. Çoğu köyde görülebilen sarıklı, cübbeli, çarşaflı, ferracceli insanlar bulunmamakla birlikte eskiden kullanılan geleneksel kıyafetler bile artık giyilmemekte, bir tek şalvar kullanımı devam etmektedir. Köyde Şanlıurfa kültürünün etsiki pek görülmemekle beraber yakın olduğu için Gaziantep kültürünün etkisi çokça hissedilmektedir. Köyle alakalı yazılmış müstakil bir türkü, şiir veya kitap bulamadım. Lakin köyün adına fazla bir bilgi içermeyen Vikipedia sayfası açılmış bulunmaktadır. Bir de köyün muhtarı Mehmet Öztürk'ün gayrı resmi olarak hatıra niteliğinde bastırıp, köylüye dağıttığı tarihten bu yana gelmiş bütün muhtarların sırayla resmini bulunun bir belge niteliğinde olan takvim bulunmaktadır. Şu an için tarihi belge olarak elde sadece şahsi mektuplar, fotoğraflar ve nüfus kayıtları bulunmaktadır. Malesef ki her muhtar seçimi zamanında kavgalar yaşanmaktadır. Yerel halkın okuma oranı çoğunlukla ilk okulla sınırlı olmakla beraber köy dışında yaşayan akrabalarından doktor, asker, öğretmen, mühendis, avukat gibi çeşitli mesleklerden insanlar yetişmiştir. Köyün biri eski, diğeri yeni iki mezarlığı, bir camisi, bir okulu ve bir de taziye evi bulunmakla beraber sağlık ocağı, jandarma karakolu hatta köy kıraathanesi bile bulunmamaktadır. Elektirik ve su hatları bulunmakta lakin interne ve telefon çok çekmemektedir. Yazları damda yıldızlar altında yatma adeti yaygındır. Bölgede yağış çok olmadığından çatısız ve avlulu ev tipi yaygındır. Evler genelde iki, üç odayı geçmemektedir. Hane sayısı artışı da fazla görülmemektedir. Evlerin mutfağında en çok türlü, bulgur pilavı, balık, tavuk, kızartma, mercimek ve yoğurt çorbaları pişmektedir. Kadınlar evlerde sac üstünde nefis, ince köy ekmekleri pişirmekte ve öğünlerde nemlendirilerek tüketilmektedir. Peynir ve diğer süt ürünleri tüketimi yaygın olmamakla birlikte yoğurt ve ayran çok yaygındır. Köyde meyveler günlük hayat ve misafire ikram için oldukça önem arz etmektedir. Özellikle bahar aylarında köyün her tarafı envai çiçekle, mis kokularla ve kuş sesleri ile dolumaktadır.