Şu 5 şeyi asla duasız yapmamak gerek;
✓ Duasız sofradan kalkmayın.
✓ Duasız uyumayın.
✓ Duasız yolculuğa başlamayın.
✓ Duasız işe, derse veya sınava başlamayın.
✓ Duasız evden çıkmayın.
mbabarani
1. nesil admin - beşinci derece usta - admin -
Muhammet Baran Aslan
- toplam entry 227
- takipçi 17
- puan 11260
Ayrılmaz parça, kendinden ve gerekli bölüm manasına gelen Arapça ıstılah, tamlama.
Misafir eden, gezdiren, ağırlayan kişi.
Memleketler manasına gelen Osmanlıca'da çokça kullanılan kelime.
Çoğunlukla Şanlıurfa'da ve özellikle sıra gecesinde tüketilen kendine has bir kültürü olan, mazisi eskilere dayanan, yapımı zahmetli bir çeşit acı ve aromatik kahve.
Sis adlı şiire cevaben kaleme alınan ve İstanbul 'u müdafaa eden aruzla yazılmış 8 beyitlik meşhur bir Yahya Kemal Beyatlı şiiri.
Önceleri Sultan 2. Abdülhamid Han'a muhalif ve düşman iken İttihat ve Terakki'nin başa gelmesiyle şahit oldukları sebebiyle pişman olan Rıza Tevfik Bölükbaşı'nın Sultan'ın vefatından sonra kaleme aldığı dörtlüklerden oluşan ve çoğunlukla sansüre uğrayan 10 kıtalık meşhur şiiri.
Bugün toplumumuzda yanlış anlaşılan, daha doğrusu anlaşılamayan kavramlardan biridir. Tıpkı tevazu gibi...
İslam'a göre melek aklı ve iradesi olup nefsi, cinsiyeti ve yeme - içme gibi ihtiyaçları olmayan nurdan yaratılmış latif varlıklardır. Sayıları bilinmemektedir. 4 büyük melek vardır.
Bunlar;
1) Hz. Cebrail: Bütün meleklerin başı olup vahiy getirmekle memurdur.
2) Hz.Azrail: Canı kabzetmekle vazifeli melektir.
3) Hz. Mikail: tabiat hadiseleri ve rızkın dağıtımı ile vazifelidir.
4) Hz. İsrafil: Kıyamet günü "sur" ismi verilen bir çeşit boruya üflemekle memurdur.
Bunlar dışında Cehennem meleklerinin reisinin adı Malik, cennet meleklerinin reisi ise Rıdvan 'dır. Ayrıca Münker - Nekir, Kiramenkatibin ve Hafaza Melekleri gibi melekler vardır.
Bunlar;
1) Hz. Cebrail: Bütün meleklerin başı olup vahiy getirmekle memurdur.
2) Hz.Azrail: Canı kabzetmekle vazifeli melektir.
3) Hz. Mikail: tabiat hadiseleri ve rızkın dağıtımı ile vazifelidir.
4) Hz. İsrafil: Kıyamet günü "sur" ismi verilen bir çeşit boruya üflemekle memurdur.
Bunlar dışında Cehennem meleklerinin reisinin adı Malik, cennet meleklerinin reisi ise Rıdvan 'dır. Ayrıca Münker - Nekir, Kiramenkatibin ve Hafaza Melekleri gibi melekler vardır.
Ehl-i Sünnet Ve'l Cemaat'teki 4 Hak Mezhep;
1) Hanefilik - İmamı: Ebu Hanîfe Numân bin Sabit ( Türkiye ve Türk ülkelerinde çoğunluk olan mezheptir. 4 mezhep içinde en çok takipçisi olandır.)
2) Şafiîlik - İmamı: İmam Şafiî ( Daha çok Kuzey Arapları, Kürtler ve Güneydoğu Afrika halklarınca takip edilir.)
3) Hanbelilik - İmamı: Ahmed bin Hanbel
( Çoğunlukla Arabistan'da takipçisi vardır.)
4) Mâlikilik İmamı: Malik Bin Enes
( Çoğunlukla Kuzey Afrika'da takipçisi vardır.)
1) Hanefilik - İmamı: Ebu Hanîfe Numân bin Sabit ( Türkiye ve Türk ülkelerinde çoğunluk olan mezheptir. 4 mezhep içinde en çok takipçisi olandır.)
2) Şafiîlik - İmamı: İmam Şafiî ( Daha çok Kuzey Arapları, Kürtler ve Güneydoğu Afrika halklarınca takip edilir.)
3) Hanbelilik - İmamı: Ahmed bin Hanbel
( Çoğunlukla Arabistan'da takipçisi vardır.)
4) Mâlikilik İmamı: Malik Bin Enes
( Çoğunlukla Kuzey Afrika'da takipçisi vardır.)
1. Azerbaycan (Başkent: Bakü - Din: İslam / Şiî Para Birimi: Manat – Nüfus: 10 Milyon)
2. Kazakistan (Başkent: Astana - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Tenge – Nüfus: 18,5 Milyon)
3. Kırgızistan (Başkent: Bişkek - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Som – Nüfus: 6,5 Milyon)
4. KKTC (Başkent: Lefkoşa - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türk Lirası – Nüfus: 382,5 Bin)
5. Özbekistan (Başkent: Taşkent - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Som – Nüfus: 33 Milyon)
6. Türkiye (Başkent: Ankara - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türk Lirası – Nüfus: 85 Milyon)
7. Türkmenistan (Başkent: Aşkabat - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türkmen Manatı – Nüfus: 6 Milyon)
2. Kazakistan (Başkent: Astana - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Tenge – Nüfus: 18,5 Milyon)
3. Kırgızistan (Başkent: Bişkek - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Som – Nüfus: 6,5 Milyon)
4. KKTC (Başkent: Lefkoşa - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türk Lirası – Nüfus: 382,5 Bin)
5. Özbekistan (Başkent: Taşkent - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Som – Nüfus: 33 Milyon)
6. Türkiye (Başkent: Ankara - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türk Lirası – Nüfus: 85 Milyon)
7. Türkmenistan (Başkent: Aşkabat - Din: İslam / Sunnî - Para Birimi: Türkmen Manatı – Nüfus: 6 Milyon)
George Orwell'in 1945'te yayınlanan kitabıdır. Fabıl benzeri olan roman aslında siyasi bir tenkittir.
Bütün hayvanlar eşitmiş ama domuzlar daha eşit...
Bütün hayvanlar eşitmiş ama domuzlar daha eşit...
Belki de hayatlarımızın Türkçe'ye yansıyış şekli...
Aynen...
Nevruz ya da nevroz çeşitli Ortadoğu halkalarına kutlanan ve baharın gelişini simgeleyen bir gündür. Kökeni putperest, paganist dönemlere kadar uzanır.
Bir Kürt olarak eski Türklerde ve atesperest eski İranlılar'da kutlanan bir günün Kürt halkının milli bayramı olamayacak kanısındayım. Hadiseye bilimsel olarak bakıldığında ise bu tür şeylerin sembolik olduğu ve abartılmaması gerektiği ortadadır. Eğer din açısından bakarsak Hristiyanlık ve Yahudilikte böyle birşey olmadığı açıktır. İslamiyette ise İslam öncesi bayramların kutlanması katiyyen yasak olmakla beraber kutlayanın dinden çıkmasına dahi vesile olabilecek kadar tehlikelidir. Nitekim Resûlallah medinelilerin müşrik Arapların adeti olan Mihrican bayramını kutladığını görünce Allah Teâlâ 'nın onlara ramazan ve kurban olarak iki bayram gönderdiğini ve bunun onlara yeteceğini belirtmiştir. Tarihi açıdan baktığımızda ise cumhuriyet boyunca her Nevruz'da sürekli kötü hadiseler yaşanmıştır. Hele ki ülkemizde deprem ve sel felaketleri yaşanmış insanlarımız vefat etmişken kalkıp da kutlama yapmak her şeyden önce akla, mantığa sığmaz. Seçimlerin de yaklaştığını hesaba katarsak nevruzun bazı çevrelerce siyasete alet edileceği açık ve nettir.
Bir Kürt olarak eski Türklerde ve atesperest eski İranlılar'da kutlanan bir günün Kürt halkının milli bayramı olamayacak kanısındayım. Hadiseye bilimsel olarak bakıldığında ise bu tür şeylerin sembolik olduğu ve abartılmaması gerektiği ortadadır. Eğer din açısından bakarsak Hristiyanlık ve Yahudilikte böyle birşey olmadığı açıktır. İslamiyette ise İslam öncesi bayramların kutlanması katiyyen yasak olmakla beraber kutlayanın dinden çıkmasına dahi vesile olabilecek kadar tehlikelidir. Nitekim Resûlallah medinelilerin müşrik Arapların adeti olan Mihrican bayramını kutladığını görünce Allah Teâlâ 'nın onlara ramazan ve kurban olarak iki bayram gönderdiğini ve bunun onlara yeteceğini belirtmiştir. Tarihi açıdan baktığımızda ise cumhuriyet boyunca her Nevruz'da sürekli kötü hadiseler yaşanmıştır. Hele ki ülkemizde deprem ve sel felaketleri yaşanmış insanlarımız vefat etmişken kalkıp da kutlama yapmak her şeyden önce akla, mantığa sığmaz. Seçimlerin de yaklaştığını hesaba katarsak nevruzun bazı çevrelerce siyasete alet edileceği açık ve nettir.
Memleketin yetiştirdiği en kabiliyetli, samimi, çalışkan ve karakter sahibi mucit / mühendislerinden biri
Dilimize Arapça'dan geçen "mütenahi" kelimesine Farsça olumsuzluk ön eki olan "na" nın getirilmesi ile oluşturulmuş Osmanlıca bir sıfat olan namütenahi hudutsuz, sonsuz, ucu bucağı olmayan gibi manalara gelmektedir.
Klasik şiirimizde de sık kullanılan bu sıfatın mısralara inanılmaz bir ahenk verdiği kanaatindeyim.
Klasik şiirimizde de sık kullanılan bu sıfatın mısralara inanılmaz bir ahenk verdiği kanaatindeyim.
Kullanıcılarının verilerini satan üniversiteyi yarıda bırakmış bir şahıs.
Sakınılan göze çöp batar kabilinden sistemin, ailelerin, şirketlerin ve mekteplerin aşırı baskılarının ve ısrarlarının ters tepmesi sonucunda memleketimizde bir türlü öğrenilemeyen, bir kaza sonucu öğrenenlerin burnunu garip bir şekilde arşa çıkaran ve aslen bugün büyük biritanya'da yaşayan Anglo-Sakson halkın anadili olan ve Shakespeare ile diğer dillerden aldıkları kelimeler olmasaydı kendi halkının bile kullanmayacağı, coğrafi keşifler ve sömürgecilik sonrası dünyaya zorla dayatılan bir lisan.
(İngilizce'nin çoğunluğu Latince, alman ve Fransızca kelimelerden olmakla birlikte İngiliz dilbilimcilerin araştırmalarına göre toplamda elli binden fazla Farsça, Arapça, Çince ve Japonca kökenli kelime bile bulunmaktadır.)
(İngilizce'nin çoğunluğu Latince, alman ve Fransızca kelimelerden olmakla birlikte İngiliz dilbilimcilerin araştırmalarına göre toplamda elli binden fazla Farsça, Arapça, Çince ve Japonca kökenli kelime bile bulunmaktadır.)
Bu mantığa göre dünyada hiçbir şey tartışılamaz, konuşulamaz, anlatılamaz ve anlaşılamaz olur. Herhalde modern dünyanın saçma alışkanlıklarının ve dahi safsatalarının, şeytanın vesvesesi ve nefsin okşaması ile beynimizde hatta içimizde yer etmesi sonucu kendi "zan"larımızın hapsinden kurtulmak için uydurduğumuz çocukça bir tekerlemeden ibaret...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?