'adam'ın adam gibi hâli, türkçe'de bi' yüz - yüz elli yıl evveline kadar âdem babamızın ismi âdem diye yazılır, tüm oğulları için kullanılır, cinsiyet belirtmezdi.
inşallah bir gün 'âdem' kelimesi geçer karşımıza ve "adam sevdiğimiz bi' ağabeyimizdi, âdâbı giyinmeyi çok iyi bilirdi; meselâ ben bilmem..." diye uzun bi' tirada başlar, biz de âfiyetlen dinleriz. azcık kulaklarımız şenlensin cânım.
hâmi-i maraşî ustamın
"âşıkam meftûn-ı cânân olmayan bilmez beni
hancer-i aşk ile kurbân olmayan bilmez beni
anlamaz ahvâlimiz her sûfi-meşreb müddeî
bâde-nûş-ı bezm-i irfân olmayan bilmez beni"
mısralarıyla idrâkime çakılan bir çivi bu kelime, aynı nasreddin hocanın damdan düştüğünde söylediği gibi damdan düşmeyen anlamaz damdan düşmeyenin hâlinden, âşık olmayan anlamaz âşık âdemin hâlinden.
"âşıkam meftûn-ı cânân olmayan bilmez beni
hancer-i aşk ile kurbân olmayan bilmez beni
anlamaz ahvâlimiz her sûfi-meşreb müddeî
bâde-nûş-ı bezm-i irfân olmayan bilmez beni"
mısralarıyla idrâkime çakılan bir çivi bu kelime, aynı nasreddin hocanın damdan düştüğünde söylediği gibi damdan düşmeyen anlamaz damdan düşmeyenin hâlinden, âşık olmayan anlamaz âşık âdemin hâlinden.
arkadaşı olsaydınız yapacağınız ilk iki iş arap sayılarını öğrenmek ve tavşan çiftliği kurmak olurdu fikrimce.
emirler, işler ma'nâsında bir kelime, 'umûrunda olmaz' ifâdesi zannediyorum ki işleri, alâkası dâiresinde olan şeyler içinde yer almaz ma'nâsına geliyor.
İngilizler buna 'not my cup of tea' derler, çayı bazen fazla kaçırıyor zât-ı muhteremler, neyse sağlık olsun. Sizin de çayınız muhabbetiniz bol olsun efem.
İngilizler buna 'not my cup of tea' derler, çayı bazen fazla kaçırıyor zât-ı muhteremler, neyse sağlık olsun. Sizin de çayınız muhabbetiniz bol olsun efem.
Matematiğin brütüslerinden... Yakışır aslanıma!..
çok terimli, bunun hâricindeki umûrunu ahvâlini anlayamadım bu varlığın, anlayabilen varsa allah aşkına anlatsın ki anlayalım.
çemberin bir eğri olduğunu öğrenmenin bende oluşturduğu hâli tarif kudretinden yoksunum, sen de mi be çember?!.
eğer hocaysa çarpılanın çarpılan yerinde gül bittiği söylenen, eğer değilse çarpılana kolları sıvatan varlık.
bir dizi katlanarak artıyorsa ve aradaki nispet sâbitse ona hendesî dizi veyâ geometrik dizi denir.
sayma dizisi demektir, silsilede birbiri ardına gelen iki terim arası fark sâbitse bu diziye sayma dizisi yâhut aritmetik dizi denir. (hesâbî dizi denmesi de mümkündür.)
ilm-i hesâb, aslında saymak.
bazı vakitlerde yapılması mecbûrîleşen şey, yoksa şâir ve imam gazâlî, müslüman bi' âlim olan ibn-i sînâ'yı tekfîr etmezdi fikrimce.
sıkça sorulan sorular ma'nâsına gelen kısaltma.
az önce yaşanmış vâkıa, girdide neyden bahsettiğimi hatırlamıyorum; şu sağa doğru ok tuşu(aslında çarpı tuşu imiş) gâlibâ girdi silmeye yarıyor, güzel insanlar.
Ferhan Şensoy'un 'oyunculuk nasıl yapılır' dersi verdiği dizi, bir adet Râsim Öztekin de barındırmaktadır.
(hımmmmm'ın raf'taki alâkalı gönderisinden (ç)alıntılanmıştır.)
(hımmmmm'ın raf'taki alâkalı gönderisinden (ç)alıntılanmıştır.)
merkez ve en eski kampüsü olan güney kampüsü rumelihisarı ve bebek arasında kurulan, İstanbul'un fethinin üç hazırlığını da içinde bulunduran okul mefhûmunu istikbâlde değiştirmesini beklediğim yüksek mektep.
istanbul'un fethinin üç hazırlığı:
-anadolu hisarı(fâtih'in büyük dedesi yıldırım bâyezid tarafından binâ edilmiştir.)
-rumeli hisarı(fâtih tarafından inşâ ettirilmiştir, fâtih'in ikinci kez tahta geçtiğinde yaptığı ilk işlerdendir.)
-duâtepe(fethin duâsının yapıldığı tepedir, bugün doğatepe diye anılmaya çalışılır ve boğaziçi'nin gelecekte kesbedeceği ma'nâya fikrimce tek başına bir öz olarak hâizdir.)
istanbul'un fethinin üç hazırlığı:
-anadolu hisarı(fâtih'in büyük dedesi yıldırım bâyezid tarafından binâ edilmiştir.)
-rumeli hisarı(fâtih tarafından inşâ ettirilmiştir, fâtih'in ikinci kez tahta geçtiğinde yaptığı ilk işlerdendir.)
-duâtepe(fethin duâsının yapıldığı tepedir, bugün doğatepe diye anılmaya çalışılır ve boğaziçi'nin gelecekte kesbedeceği ma'nâya fikrimce tek başına bir öz olarak hâizdir.)
sâdece bir tahmindir: tahmînimce abdülhamid hân'ın güney afrika'yla osmanlı arasında samîmî münâsebetler oluşturmasıyla ve güney afrika müslümanlarını himâye altına almasıyla yakın alâkası vardır.
fas ammîcesinden geçti zannediyordum, oysa farsça'dan(veyâ soğdca'dan) geçmiş -başka ihtimâllerden de bahsediliyor ama kesinlikle hâdisenin fas'la yani mağrib'le bi' alâkası yok; türklerin bin senedir kullandığı hoş kelimlerden, bildiğim ilk yazılı örneği kutadgu bilig'de yer alıyor:
davāt ḳoldı kāġıd bitidi bitig [hokka ve kağıt istedi, mektup yazdı]
(Yusuf Has Hacib, 1069)
davāt ḳoldı kāġıd bitidi bitig [hokka ve kağıt istedi, mektup yazdı]
(Yusuf Has Hacib, 1069)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?