Herhalde artık İstanbul'da bir semt bile olamayacak kadar unutulmuş, dışlanmış, kullanılmış, horlanmış bir his, mefhum, kelime...
mbabarani
1. nesil admin - beşinci derece usta - admin -
Muhammet Baran Aslan
- toplam entry 227
- takipçi 17
- puan 11260
Lügatlere göre sağlam, güçlü ve içten bağlılık manasına gelen bu kelime İnsanoğlunun gün geçtikçe unuttuğu mücevher kıymetindeki kavramlardan, mefhumlardan biri. Ne yazık ki dostluk , komşuluk, sevda ve vefa gibi o da aklanmaz çamurlara bulanmış durumda...
Divan Edebiyatı'ında 16. Asırdan sonra gelişen ve muharebeler sonrası yapılan barışları (sulh) konu edinen edebi tür. Manzum olarak yazılan sulhnamelerin en meşhurlarından birini ufalı şair Nâbî kaleme almıştır. Yani fetühnâmeler gibi harp ürünüdür. Ve muharebelerin sanatı ne kadar etkileyebileceğini gösterir.
İnsanın memleketini sevmesi normal, haklı ve güzel bir davranıştır. Ama bazen bu hususta ileri mi gidiyoruz acaba? Yani böyle düşünmek iyi birşey mi, kötü birşey mi bir türlü karar veremiyorum.
İnsanların ilgi alanlarına göre, seviyeli ve güvenli bir şekilde hürce gezinip, paylaşım yapabileceği güzel bir mecra. Ben de bu mecrada kendi ismimle yer almaktan mutluluyum.
Önce deprem sonra sel felaketini yaşamış bir Urfalı olarak orada olup yuhalayanlar arasında olmak isterdim. Bu işin partisi, seçimi, ideolojisi olmaz. Orada insanlar can derdine düşmüş, akrabaları vefat etmiş, ekinleri kırılmış, hayvanları ölmüş, evlerini su basmış birileri gelip siyasi gövde gösterisi yapıyor, reklam ve oy peşinde koşuyor. Her şeyden önce vicdana, ahlaka, edebe uymayan bir davranış. Kılıçdaroğlu'nun hangi partiden olursa olsun aynı tepkiyi alırdı. Ayrıca millet orada yuh diyor kendisi hala utanmadan bozuntuya vermeyerek "teşekkür ediyorum, merak etmeyin ilgileneceğiz." Falan diyor. İnsanda biraz utanma olur.
Mukaddes davanın en ehemmiyetli kilit noktalarından birinin ruh okşayıcı bir şekilde hak noktasında olgunlaşıp, meyve verişi kabilinden kutlu bir hadise.
Bilgi kirliliğinin başat kaynağı
Genellikle talebeleri kobay gibi kullanılan, eğitim hayatları, psikolojileri düşünülmeyen, işlerin müdürlerin merhametine bırakıldığı deney hapishaneleri.
Türkiye'deki yerleşim tasnifini ve yapılandırmasını çok saçma buluyorum. Giderek her şey birbirine karışıp, içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Ve sürekli değişiklikler yapılıyor. Bence bir memleketin bir merkezi olur. Toprak sınırları içinde bulunan ve araçsız ulaşamayacağımz merkezin dışında kalan diğer büyük yerleşim yerleri ise ilçedir. İlçelerdeki ve merkezdeki ufak yerleşim yerlerine mahalle, kırsallardaki küçük yerleşim birimlerine ise köy denir. Köy ile ilçe arası büyüklükteki yerlere kasaba, köyden küçük yere mezra denir. İşte bu kadar basit. Yok köyleri mahalle yapıyorlar. Yok merkez ilçe çevre ilçe diye bölüyorlar. Yok kasabaları belediyelik, belde yapıyorlar. Saçma sapan işler.
Ölüm bu yalan dünyanın en büyük hakikatidir.
İnsanlardan çok tavuk, tavuklardan çok sinek, sineklerden çok karınca... Bu silsile böyle uzayıp gidiyor. Asıl Dikkat çeken ise canlılar alemi içerisinde sayısı en az bulunanlardan biri insan iken hepsine hakim olabilen yine insan. Ve gariptir ki tabiatı en çok tahrip eden de insan!..
Denilebilir ki kadim anadolunun en renksiz ve sıradan medeniyetleri den biri.
Kelimelerle fırçasını hayal, ilim, kabiliyet ve his boyalarına batırarak hakikatin hiç değilse gölgesinin resmini çizmeye çalışan sanat ve fikir işçisi...
Bugün bir Avrupa ülkesi olan Romanya'nın orta kısımlarında yer alan ve Macarlarla akraba olan Sekel Türkleri'nin yaşadığı tarihî, etnografik ve idarî bölgedir. Bir zamanlar Osmanlı sınırları içerisinde de kalan bu bölgede Sekellerin Romanya'dan özerk Cumhuriyet olma talepleri bulunmaktadır. Romanya idaresi tam özerkliği kabul etmese de bölgenin özel statüsünü tanımak zorunda kalmış ve bazı haklar verilmesine razı olmuştur. Bugün Sekkellerin büyük kısmı Macarca ve Rumence konuşmaktadır. Mavi ve sarı renklerden oluşan milli bayrakları, kendi kültürel müzik ve kıyafetleri vardır.
Bugün moldova'ya bağlı Gagauzya'da yaşayan Gagauz Türklerinin konuştuğu, bir ural-altay dili olan Türkçe'nin Batı Türkçesi koluna mensup yerel ağız.
Bugün bir doğu Avrupa ülkesi olan Moldova sınırları içerisinde olan ve Oğuz soyundan gelen Gagauz Türkleri'nin ana yurdu. Gagauz Türkleri Batı Türkçesinin Gagauzca ağzını konuşurlar. Bugün özerk bir ülke olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Moldova hükümeti ile de Türkiye Cumhuriyeti ile de barışçıl ilişkileri vardır. Eskiden Osmanlı toprağı olan
bu bölgede avrupa kültürü içinde erime tehlikeleri bulunmaktadır.
bu bölgede avrupa kültürü içinde erime tehlikeleri bulunmaktadır.
Yıllardır işgalci İsrail hükümeti tarafından abluka ve baskı altında tutulan kadim Filistin şehridir. Akdeniz'e kıyısı olan şehir elektrik, içme suyu, gıda, eğitim ve ilaç konusunda sıkıntı çekmektedir. Sina yarımadasına ve Süveyş Kanalı'a oldukça yakındır.
Osmanlılarda ve diğer birçok Türk-İslam devletinde padişahın giyisileriyle özel olarak ilgilenen vazifeliye verilen isim.
Ülkemizde camedar biraz yanlış anlaşılmaktadır. Zira bir modacı gibi zannedilmektedir. Aksine kıyafetlerin temizliği, düzeni ve zehirlenmeye yahut çalınmaya karşı korunması ile de alakadar olmaktaydı. Ayrıca padişah bir devlet adamı olduğu için sefir kabul eder resmi törenlere çıkardı. Bu gibi durumlarda devlet geleneğine uygun kıyafetler giymek zorunluydu. Camedar bu gibi işlerle de uğraşıyordu.
Ülkemizde camedar biraz yanlış anlaşılmaktadır. Zira bir modacı gibi zannedilmektedir. Aksine kıyafetlerin temizliği, düzeni ve zehirlenmeye yahut çalınmaya karşı korunması ile de alakadar olmaktaydı. Ayrıca padişah bir devlet adamı olduğu için sefir kabul eder resmi törenlere çıkardı. Bu gibi durumlarda devlet geleneğine uygun kıyafetler giymek zorunluydu. Camedar bu gibi işlerle de uğraşıyordu.
Nüfusunun çoğunluğunu Müslümanların ve Sihlerin oluşturduğu küçük bir kısmı hariç çoğunluğunun Hindistan'a bağlı bulunduğu coğrafi ve idari bölge.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?